21. yüzyılın konuğu*
Kıyafetlerimi özenle bavula yerleştiriyorum. Kitaplarım için karton kutu ayarlamaya çalışıyorum, mutfaktan annem sesleniyor, 'burada hangi tabaklar kalsın?'
Odaya dönüyorum, 23 yıldır yaşadığımız bu evin bıkkınlığını görüyorum sanki, toparlanın artık der gibi duvarları.. teşekkür edercesine diğer odalardan farklı renkteki bu duvarlara bakıyorum. Dokunuyorum. Her şeye bu kadar anlam yüklemek zorunda mısın diyor sanki birileri. 'Gidilen her yere çarçabuk alışan ve de her şeye en fazla anlam yükleyen biri' olarak tarihe yazılabilirim diyorum kendime.
Evet çarçabuk adapte olan.. Bunun çok iyi bi şey olduğunu söyleyen ilkokul öğretmenimi hatırlıyorum. İlkokul anılarım sırayla aklımda canlanırken - en fazla ağladığım anılar :) - bunun iyi bi şey olmadığına kanaat getiriyorum.
Sevgili günlük, biz bi yerlere hemen alışanlardan olmasak? Mesela bi eşyaya, duyguya, insana.. Gönlümüzü soğuk tutmayı becerebilsek önce nasıl olur sence? Yinede bilmiyorum bu iyi fikir mi?
Bak mesela bi eşyaya dedim, ben neden kenara ayırdığım elbiselerimden görüşemeyeceğimiz için helallik istiyorum?
Bi duyguya dedim, tanımadığım sesini dahi duymadığım insanlara bu yakınlığım nereden? Çok seviyor olduğum bi insanla arama giren soğukluğu görmezden gelişlerim ve elime gelen her şeyi göz ardı edişim neden?
Bi insan dedim.. Alışılmamalı sevgili günlük, alışılmamalı...
(Burada derinden nefes alıp, içli bir türkü tutturuyor..)
Biliyor musun, benim bu iflah olmaz alışma huyumdan ötürü karmakarışık bi arkadaş listem vardır. Biri diğerinden asla memnun olmaz, sevmez demek kırıcı olacak o yüzden sevmemek değil de.. galiba.. daha uygun bi kelime bulamadım, hazetmemek diyeyim. Yani ki mesela, birileri mersine giderken, birileri tersine gidiyor :)) eğlenceli geldi bunu demek :) Bende bu ikisi arasında gidip geliyorum, karmakarışık kalıyorum, ne tarafa gitsem tam olamıyorum, kimseyi kimseden ayırt edemiyorum... Sonra bi şey olsa da kopamıyorum. Hayatımdan kimseyi çıkaramıyorum. İlkokul öğretmenim olsaydı buna da bu çok güzel bi davranış derdi eminim.. İnsanın kendini hislerine hapsetmesinin, alışkanlıklarından kurtulamamasının nesi güzel bi davranış sevgili günlük?
Bilemiyorum.
Sevgili günlük, lütfen alışma..
Bi şair bi şiirinde "21. yüzyılın konuğusun" diyordu. Biliyor musun, her şeyi kenara bırakıp, sadece bu gerçekle yaşamak istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder