Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum *
Hava alsam diye balkona çıkmak istiyorum. Dilimde karmakarışık dizeler; özleme, umuda, gitmeye dair. Sonra bir surenin ferahlığına sığınmak istiyorum. Az sonra mealin sayfalarını aralayıp okuyacağım ayeti kendime deva bellemeye niyet ederek balkona adımımı atıyorum. Bi koku var. Hala sobalar yanıyor mahallemizde.. Akşama doğru astığım çamaşırları görüyorum ilk olarak.Çamaşırları topluyorum hemen, içeri geçerken bir elimle açılan boynumu yazmanın bir ucuyla kapatıyorum. Bilinmez bi burukluk çöküyor içime. Balkona hava almak için çıkmışken, bi şeylerin yine benim planladığım şekilde olmaması canımı sıkıyor. Ama sorun değil diyerek tekrar hava almaya niyetleniyorum. Bu defa pencereden uzatıyorum kafamı. Mülteci mahallesi diyorum artık isminin başında yeni ibaresi bulunan mahallemize.
Gökyüzüne bakıyorum, içli bi nefes alarak. Halil abinin şöyle güzel bi şeyler olsa da, içten kuvvetli bir tekbir getirsek deyişi geliyor aklıma. Sonra eşi Ayşe ablanın teslimiyeti, sadakati.. Bi içli nefes daha dolduruyorum ciğerlerime. Gönül bağına inandığım arkadaşım hayırlısıyla bi ölseydik demişti az evvel. Onun için tekrar amin diyorum.
Nerede oturduğunu hatırlayamadığım bi çocuk bisikletiyle geçip gidiyor. Zihnimin karmaşıklığını sorguluyorum. Önemsiyorum her şeyi. Daralıyor, beklenti içinde oluyor, ve kırılıyorum. Kalbimin en içine kırılıyorum. Gözlerimi kapatıp 5 saniye sonra tebessüm ederek açacağımı hatırlatıyorum kendime. Kafamı çeviriyorum gözlerimi açarken, bisikletli çocuk tekrar geliyor. onu takip ediyorum. Pencerenin altında durup kafasını kaldırıp, yarım türkçesiyle merhaba abla deyip el sallıyor. Gayri ihtiyari iki elimi de sallıyorum ona. Birden gidiyor. Ondan geriye yüzümde tebessüm kalıyor. Ona dua ediyorum, tekrar gelmesini beklemeye karar verip geldiğinde yaptığım tatlıdan yemesi için otomatiğe basıp yukarı çıkmasını hayal ederek. Nereden geldiğini öğrenirim belki diyerek, geldiği yerden bahsederken gözlerine bakarsam, sıkıntılarımdan utanıp kendime gelirim diyerek plan yapıyorum..
Acımasız ve vicdansız olduğumu düşünüyorum. O çocuğun duygularını önemseyip şefkatle ona deva olmayı umuyorum. Yapamazsam diye düşünmeden niyet alıyorum. Gelmiyor ama kimse. Kalbime felak nas okuyup gökyüzüne bakıyorum, yine kimse gelmiyor. Niyetim yarım kalıyor.
İçeri geçiyorum. Ne değişti diye bir vesvese benimle. Nankör olmamak için estağfurullah çekiyorum, ardından Allah diyerek gözlerimi kapatıyorum. Plan defterimi elime alıp geçmişe gidiyorum. Notlarıma bakıp şiirlerle karşılaşıyorum. (Kişinin kendine şiir hediye etmesi de şifadır, gül kalpliler) Boş sayfaları nasıl doldururum diye bakarken bi not 'Rabbim gönlünü güldürsün'. Bunu yazan ablama dualar ediyorum, az evvel dua ettiğim çocuktan daha fazla hemde.
Zamanın böyle geçmesine gönlüm razı olmuyor. Müslüman nasıl olmalı yazılarına bırakıyorum kendimi. Aklımdaki karmaşık dizelerin devamını buluyorum. Bu sefer bunları kesin yapıyorum dediğim listeleri hazırlıyorum yine..
İçinde leyla geçen türkülerden birini dinleyip, yatağıma geçiyorum.
Deva olacak ayetlerin huzuruna inanıp, gözlerimi yumuyorum
Yorumlar
Yorum Gönder