6.8.20

Mekansal olarak yer değiştirdim. Benimle gelen koca bir yükü ardımda bırakamadım ama..

Zamanında henüz beni tanımayan birine mektup yazarken 'sen aklıselim bir deli ben sadece deli' diye başlamıştım ve sonrasında bi süre devam eden mektuplarımız olmuştu. O beni tanımazdan evvel yaralarımız bir diye düşünmüştüm de yazmam kolay olmuştu. Üzerinden epey zaman geçti; her gelen gibi her şifa gibi son buldu, gitti. Neticesinde hepimizin farklı hayatları yok muydu ki? aklıselim bir deli de devam etti hayatına bende. Dualarda buluşuyoruz, biliyorum.

-Sanırım bugün çok karamsar olacağım-

Uzun vakit sonra sanki yine biri benimle aynı hüznü farklı sorularla, keşkelerle, sitemlerle yaşıyormuş gibi hissettim. Oysa zihinlerimiz ne farklı ama sanki bu iç yangınımız birebir aynı..
Henüz o beni tanımıyor, ben de onu tanımıyorum; biliyorum sadece. Bazen birine güvenmek için bilmek de yetebiliyormuş benim için.. Neyse ne diyordum, biliyorum ama tanımıyorum. Ona bulunduğum yerlerden sesleniyorum. 'Lou beni de al yanına..' ne kadar uygunsuz bi istek oysa bu. Zihinlerimiz farklı demiştim değil mi? Benimki öylesine bi cümle, öylesine bi istek esasen. Lou'nun yaşamı bana iyi gelmez ki. Ben kimseyi bırakıp gidemem ki. Ona özenemem ki. 

Nereye gidersem gideyim, şu yükleri bırakamam ki kalbimden. Kalbimden göç edemem.

Sevgili okur: bu dünya; bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadı*

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalk Kudüs’e gidelim sevgilim. .

Vesile;