Sevgili Günlük

Küçük bir odanın içinde gayette kaybolabilir insan. 15 metrekarede boğuluyorum bazen. 15 metrekare olduğundan emin değilim aslında.
Zaman geçiyor, bu kız planlar yapıyor, planlar genelde olmuyor falan.. Sonra diyorum ki tüm bunlar da elbette bi hikmet var, inanıyor ve iman ediyorum. Umut ediyorum, umut etmekten yoruluyorum bazen. Geçmişe tecrübe gözüyle bakmak istiyorum ama bu bakış saniye sürüyor. Tecrübe falan değil dostlar her şey koca bi keşkeye dönüşüyor. Sizinde keşke dediğiniz çok şey var değil mi? Böyle hepimiz farklı yüzlerde benzer keşkeler yaşıyoruzdur belki? Belki demişken, bi vakitler; 'geçmişe keşke, geleceğe belki, şimdiye böyle olması gerekiyormuş diyelim' derdim. Öyle demek pek de makul değil aslında. Hatta hiç makul değil :) Şey diyelim hepimiz: böyle olduysa böyle olması gerektiği içindir. Aslında lafı fazla uzatmaya da gerek yok. Biz iman edenler olarak direkt hayırlısı diyelim... de hayırlısı buydu demek ki demekle geçmeyen pişmanlıklarım var yinede. Sizinde var mı? O zaman sık sık diyorum ki tahammül ve tevekkül.. Aklımı dağıtmaya yetiyor bu iki kelime :) Sır olur belki bu sizinle aramızda. Unutmayalım; tahammül ve tevekkül..

Evet buları yazarken yine de değinmek istediğim bi şeyler daha var. Oradan oraya atlamak gibi de olacak biliyorum, ama gerçekleşmeyen düşlerime bi miktar kızgınım; bi hayli yanlış tanıdığım insanlara da kırgınım. Bu da böyle. Bugün karantinanın kaçıncı günü bilmiyorum :) (bu arada başta yazdığım boğulmanın karantina sebebiyle evde kalmakla alakası yok. yaşasın evde geçirilen vakitler, kahrolsun bize sıla-i rahim yaptırmayan virüsler :'')
Son olarak buraya dinlenecek bi şeyler bırakmak niyetindeyim. Buyrun;



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalk Kudüs’e gidelim sevgilim. .

Vesile;