Sevgili Günlük;
Bazı şeylerden anlam çıkarmak, beni düşünmeye itecek olaylar bulmak için aktif olduğum günlerden biriydi belki yine.. Bu işlek caddede beklemem istendiğinde her seferinde telaş içinde oluyorum. Çünkü trafik polisleri mütemadiyen plakaların sonuna bekleme yapma cümlelerini ekliyor alel acele. Ve beni almaya gelen araca binerken benim de elim ayağım birbirine dolanıyor. Bu hep böyle oluyor.. Nerede beklersem, arabaya direkt binebilirim hesabı yaparken, kalabalığın çokça olduğu bir mağazanın çıkışında sağda, renkli balonların yanına geçiyorum istemsiz. Pop müzikleri duyuyorum, popcorn yazan paketi elinde tutan çocuk bağırarak ağlıyor, annesi kolundan tutup bu kalabalık mağazaya sürüklüyor. Omuzları düşmüş, yaşı kırkı geçmiş bir amca kafasını sağa yatırmış yürüyor, dershaneden çıkan kalabalık grup yüksek kahkahalarla şakalaşıyor.. Nerede kaldı diye yolları gözlüyorum. Art arda gelen otobüsleri okuyorum. O sırada aniden yavaş bir müzik çalıyor mağazada. Hatırlıyorum bu şarkıyı.. 'Elimi...